Öztürk, “Çiğ süt fiyatlarının temmuz ayı itibariyle önemli ölçüde düşmesi, üreticilerimizi ciddi bir şekilde zorluyor. Firmalar, fiyatlarını litre başına 0,60 TL indirerek üreticiyi daha da zor duruma soktu. Piyasadaki mandıraların bazıları ise fiyatları 13-13,5 bandına çekerek alımlarda yeni bir rekabet ortamı oluşturdu. Bu durum, üreticilerimizi daha fazla zarar etmeye itiyor” dedi.
Ödeme vadelerinin de uzadığını belirten Öztürk, “Süt üretim firmaları, doğrudan üreticiden veya üretici örgütlerinden aldığı sütlerin 40-45 günlük ödeme vadeleri, şu anda en az 60 güne hatta 75 güne kadar uzatılmış ve nakit yerine çek ile ödenerek üreticilerimizi ve üretici örgütü olan bizim gibi kooperatifleri daha da zor durumda bırakmıştır. Geciken ödemeler nedeniyle finansal sıkıntılar yaşanıyor ve maliyetlerini karşılamak daha da zorlaşıyor. Bu koşullar altında üretim yapamayacak hale geliyor” şeklinde konuştu.
Öztürk, süt tozu projesinin de üreticiler üzerinde ek bir baskı oluşturduğunu ifade etti. “Et ve Süt Kurumu’nun süt tozu projesi, süt fazlasını azaltmayı hedefliyor ancak düşük süt tozu alım fiyatları, bizim gibi yüksek bedelden süt alan, üretici için çabalayan kooperatiflerin maliyetlerini karşılamasını zorlaştırıyor.
Bu da süt alım fiyatlarının daha da düşmesine neden olabilir. Ayrıca süt tozu üretimini nakliye personel ve diğer giderleri en düşük seviyede hesapladığımızda dahi 1lt sütün fiyatı 13,30 TL’ye kadar geriliyor. Sanayici de üreticiden aldığı süt fiyatını düşürerek yine bu durumu üreticiye yansıtacak. Olan yine gece gündüz demeden güneşin doğuşu ile hayvanlarının başında olan üreticiye olacak” dedi.
Öztürk, sanayicilerin yem alımını şart koşmasının da üreticiler üzerinde baskı oluşturduğunu belirterek, “Yem alımı yapmayan veya az alan üreticilerin süt alımlarını durduran firmalar, üreticileri zora sokuyor ve sektördeki dengeleri bozuyor. Üreticiler, ineklerini kesime göndermek zorunda kalabilir” şeklinde uyardı.
